Geçtiğimiz yıl Efes Antik Kenti aydınlatma çalışmalarını tamamlayan TÜRSAB, bu kez Muğla Merkez’de yükselen Asar Dağı’na ışık götürdü. Kent ışıklarının ardında bir mücevher gibi parlayan Asar Dağı, artık Muğla Ovası’nın tek hakimi
Bodrum, Marmaris, Datça, Fethiye, Göcek gibi yörelerin tartışılmaz şöhretinin gölgesinde kalmış bir kent merkezi… “Deniz-güneş-kum” üçlüsünün sürüklediği kalabalıklardan uzak; sessiz sedasız gelişen, gelişirken kent dokusundan hiçbir şey kaybetmeyen çağdaş bir şehircilik anlayışıyla büyüyen bir kent merkezi…
Tarihi, turistik ve doğal değerleri açısından Türkiye’nin en zengin vilayetinin merkezi… Varlıklı, kültürlü, şık… Bir o kadar da ağırbaşlı ve mütevazi… Ege ve Akdeniz’i kucaklayan kıyılarından uzakta, sırtını dağlara yaslamış, Muğla’nın İl Merkezi..
Çelik gibi parlayan otoyollardan ayrılıp, Muğla’nın merkezine sapan yol; ovası, ormanı ve kültürüyle barış bir kentle buluşuyor. Muğla Ovası’nı derinliklerine takılıp kalmışken, üstüs yığılmış büyük kaya parçalan gibi yükselen Asar Dağı çalıyor sahneyi ve ardından o ünlü bacalarıyla selam veren Muğla Evleri bulgaria trips…
Bir bir parlatılan mücevherler
Muğla Evleri; “Kuzulu Kapı” olarak anılan avlu girişleri, dantel gibi işlenmiş saçakları, ahşap tavan süslemeleri ile ünlü. Evlerin kırmızı kiremitlerle örtülü çatılarından yükselen bacalar ise kentin bugün bi vazgeçilmez simgesi. Yörenin “az rüzgârlı, bol yağışlı” iklimine uyu sağlamak amacıyla yaratılan Muğla Bacaları, 28 adet Osmanlı kiremiti kullanılarak örülüyor ve bu kiremitle oluşturduğu şapkalarıyla dikkat çekiyor.
1922 yılından önce Muğla’da iç içe yaşayan Türkler ve Rumlar kendi yaşam biçimlerine uygun mimariyi de yaratmışlardı. Türk ve Rum Evleri farklı mimari özellikler taşıyor ve Tür Evleri’nin içe, Rum Evlerinin ise dışa dönük konumları en belirgin ayrımı oluşturuyor.
Muğla’nın merkezinde yer alan bu evler, son yıllarda toprak altından çıkartılan değerli birer sanat eseri git tek tek restore ediliyor, döşeniyor ve daha da önemlisi günlük yaşamın bi parçası olarak yola koyuluyor. Kimi kültür merkezi, kimi sanatevi, hizmet binası ya da konut oluyor…
Öte yandan, Muğla Arkeoloji Müzesi de farklı farklı etkinliklerle dikkat çekiyor. Bir salonda Milas’daki Latmos kalıntılarında yer alan kaya resimlerinin fotoğrafları, bir başka salonda ise 5-9 milyon yıl öncesine tarihlenen fosiller sergileniyor. Valiliğin de desteğiyle, Özlüce Köyü’ndeki bu fosil yatakları “Trolian Parkı” adıyla bir açık hava müzesi olarak bu yıl hizmete açılması planlanıyor. Muğlalıların “yayla”sı Karabağlar ise gerçek bir “sağlık deposu”. Valiliğin desteği ile Belediye tarafından gerçekleştirilen “Keyfoturağı Kahvesi” restorasyonu bölge için gerçekten de mükemmel bir örnek oluşturuyor. Saatli Kule, Arasta, Saburhane, Kurşunlu Camii gibi daha pek çok mekân, Kültür Turizmi’nin ideal durakları arasında yer alıyor Elmas.
Aydınlık Muğla’ya yeni bir ışık
Gerçek bir kültür kenti olan Muğla’da bu yıl yaşama geçirilen projelere bir yenisi daha katıldı. Denizden 670 metre yükseklikte, dümdüz tepesiyle ilgi çeken ve arkeolojik kalıntıların da yer aldığı Hisar Dağı; Muğla Valiliği, Muğla Belediyesi ve TÜRSAB işbirliği ile aydınlatıldı. Muğla Valisi Temel Koçaklar’ın dediği gibi; Mardin’den sonra Muğla’ya da ışıl ışıl bir gerdanlık takıldı…
