Tevratı ve încili izleyen Kur’an

0
40

Dinler tarihinin büyük eziyeti olarak geçti bütün kitaplara bu taşlama. Tevratı ve încili izleyen Kur’an’daki “Yasin” suresinin şu bölümünde olduğu gibi: “Onlara o kent halkını örnek ver. Hani elçiler gelmişti oraya. (…) Şöyle demişlerdi: Biz size gönderilmiş elçileriz. Kent halkı dedi ki: Siz bizim gibi insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”

Taş yağmuru altında ölmemişlerdi. Toz ve kan içinde, Toroslar’ın eteğini geçerek Derbe’ye geldiler. Derbe, Paulos’un o güne kadar gittiği yerlerin tersine bir Roma kolonisi değildi. Burada nefes aldılar, yaraları sarıldı. Vaazlar verip taraftar kazandılar. Ama artık yapacak iş kalmamıştı. Neredeyse aynı yolu izleyerek, önce Perge’ye oradan da Antalya Limanı’na geldiler ve buldukları ilk tekneyle Antakya’ya yelken açtılar. Zira burası, derlenip toparlandıkları, bir üs gibiydi.

Ferisi mezhebi

Şimdi artık sorunları tartışmak, yeni olanakları değer­lendirmek gerekiyordu, işte Kudüs’teki Hıristiyan konsülü tam böyle bir zamanda toplandı. Paulos ve Barnabas, bu nedenle Antakya’dan bir kez daha Kudüs’e gittiler. Yahudilerin, özellikle Ferisi mezhebinin İsacıların önüne çıkardığı sorunlarından biri olan, sünnet başta olmak üzere, Hıristiyanlığın yayılmasının gündelik ilişkiler ve ana ilkelerdeki bütün sorunlar tartışıldı. Kararlar, Antakya’ya, Suriye ve Kilikia bölgelerine gönderildi. Paulos ve Barnabas yanlarına Roma yurttaşı Silas ve Markos’u da alarak, Antakya’ya döndüler.

Paulos, yeniden bir geziye çıkmayı düşünüyordu. Bu­nu Barnabas’a açtı: “Rabb’in sözünü yaydığımız bütün kentlere dönüp kardeşleri ziyaret edelim, nasıl olduklarını görelim.” Barnabas için, bu güzel bir öneriydi. “Yanımıza Markos’u da alalım” dedi. Ancak Paulos, Kıbrıs dönüşünde yaşadıklarından ötürü buna yanaşmıyordu. “Bizi yarı yolda yüzüstü bıraktı” dedi. Artık olan olmuştu, söz söylenmişti. Barnabas, Markos’u alarak Kıbrıs’a doğru yola çıktı. Paulos da Silas’la dolaştı. Kilikia Kapıları’na (Gülek Boğazı) ve oradan batıya Derbe, Lystra ve Konya’ya…

Lystra’da gruba, annesinin Yahudi inançlarına göre yetiştirdiği Timotheos katıldı. Çocuğun ölmüş babası Yunanlıydı. Paulos, küçük hassasiyetlerin büyük sorunlara yol açtığını biliyordu. Bu yüzden, yola çıkmadan çocuğu sünnet ettirdi. Böylece, neredeyse bütün Galatia ve Kilikia bölgesine ulaşacak bir mesaj daha vermiş oluyordu. “Sünnet, ne şarttır, ne de bir engel!..”

Artık dağlık bölge (Galatia ve Phrygia), dini yaymak için fazla gelecek vaat etmiyordu.

Read More about Paulos ve Barnabas

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz